19 Kasım 2015 Perşembe

Zavallı Dünya mı Acaba..?

Dünya aynı mı ki her insanın her zaman aynı olması bekleniyor.. Var olduğu günden bugüne milyonlarca, milyarlarca hatta sonsuza doğru insan gören bu dünya aynı mı..?

Her insanın kahrını çeken, her insanın kahkalarını dinleyen en alt yapısına kadar her şeyi hisseden şu koca dünya bile yorulmuşken artık her insandan aynı enerjiyi aynı şeyleri beklemek ne kadar doğru ki..

İnsan bu sonuçta.. Dünya kadar olmasa da hatta onun yanında devede kulakta kalsa her insanda başka insanların kahrını çekip kahkalarını dinliyor.. Her gün farklı farklı senaryolar dinleyip gerçeği kavramaya çalışıyor.. Aklı karışıyor.. Hissettiği mi doğru yoksa ona söylenen mi..? Kafa karışık, duygu karışık, hayal dünyasının sınırlarını aşındırıyor her şey.. Peki nasıl durur bu sistem..?

İnsan pes edemez mi yani..? İşinden istifa etme hakkı, evladını reddetme hakkı dahi varken burada pes edemez mi.. İstemediği bir şeyi neden yapmak zorunda olsun ki..?

İnanç kavramını reddedip ateist olabiliyorken, devleti reddedip anarşist olabiliyorken insanları reddedip neden farklı bir aktör olamıyor ki..? Her konuda her türlü yol varken burada yok mu bir yol..?

Galiba yok. Her gün karşılaşıp konuştuğumuz insanlarla hayal kapılarımız aşınıp duracak.. Taki taki o gün gelene kadar..

İşte o gün hayal dünyası insanın görmek istediğinin yanında yapıpta görmediklerini de görecek.. Görecek ki ancak anlayacak
                       
                                           
                                       "Bu Dünyanın Aslında Kendi Olduğunu"..

14 Kasım 2015 Cumartesi

Kendimiz miyiz Gerçekten..


Hepimiz ayrı dünyalarda ayrı koşuşturmacalar içerisindeyiz.. Peki dönüp hiç kendimize bakıyor muyuz ya da çevremize..? Vaktimiz yok değil mi..? Hayatta her şeye ayıracak vaktimiz var ama kendimize ve bize değer verenlere ayıracak vaktimiz yok..Çünkü bize göre daha önemli işlerimiz var.. Nereye kadar peki..? Yarın, bi hafta sonra bi yıl sonra ya da daha da uzun bi süre sonra.. 

Sanki zamanı sonsuza kadar satın almışızcasına değerli olan ne varsa değersizleştiriyoruz.. Dünyaya geliş amacımızı unutup evrende bi hiç olduğumuzu zaten bilmeyip kendimizi her şeyin hakimi sanıyoruz.. Evet dünya bizim için var. Yapacağız tabikide her şeyi yoksa neden geldik ki dünyaya değil mi..?

Dünyaya gerçekten dünyada var olan her şeyi dibine kadar yaşamak için mi geldik..? Hem en dibe en rezile batıp hem de en güzele en değerliye ulaşmak için mi geldik..? Yoksa kendimizi bulmaya mı..?

Sahi kimiz biz aslında..? Kime göre ve neye göre biziz ya da ..? Gerçekten biliyor muyuz kendimizi karşımızdakileri merak edip araştırdığımız kadar.. Gerçekten yaşıyor muyuz yaşamamız gerekenleri ya da sadece bizim hatamızla olanlar ve olacaklar.. Dönüp kendimize bakmadığımız gelip geçici olduğumuzu bilmediğimiz için mi korkuyoruz bilinmezlikten.. Bu yüzden mi her şeyi, herkesi, her yeri öğrenmek istiyoruz.. 

Kendimizi öğrenmeden karşımızdakini öğrenmenin ne faydası var ki. Kendimizi anlamadan karşımızdakini yargılamak adil mi ki hiç akla gelmeyen yargılamalar yapıyoruz.. Kimin ikinci yüzünü biliyoruz ki.. Kime tamamen güvenip ikinci yüzümüzü gösteriyoruz.. Kime koşulsuzca kendimizi emanet edebiliyoruz..

Kendimizi bile bilmezken herkes sadece herkestir kendi hayatımızda.. Ama atlanılan bi nokta var burda..

Sen nasılsan karşındakide sendir aslında..